Çorum’un Osmancık ilçesinde, 11 Ağustos 2023 tarihinde hayatını kaybeden Erhan Kınacı’nın ölümünün “traktörden düşme sonucu kaza” olduğu öne sürülmüştü. Ancak kızı Şeyda Kınacı babası, Erhan Kınacı’nın ölümüne dair anlatımları sarsacak nitelikte olay günü kaydedilen bir kamera görüntüsü olduğunu iddia etti. Kınacı, kamera kayıtlarında, olaydan hemen önce geçtiği tespit edilen traktörde bilirkişi raporuna göre yalnızca sürücünün bulunduğunun görüldüğünü belirtti.
Olay günü, Dodurga yolu yönündeki tüm emniyet kameralarının arızalı olduğu rapor edildi. Ancak Dodurga yolu istikametine bakan, Seyhan Sokak’ta yer alan özel bir kameradan elde edilen görüntü, savcılık dosyasına girdi.
Bazı bilirkişiler görüntünün netleştirilemediğini belirtirken, bir başka uzmanın hazırladığı teknik ve bilimsel raporda; ışık, gölge, siluet, oturma pozisyonu ve açı analizine dayanarak traktörde yalnızca direksiyon başındaki sürücünün bulunduğu, ikinci bir kişinin varlığına dair hiçbir fiziksel iz ya da belirti tespit edilemediği belirtildi.
Aile adına açıklamalarda bulunan Şeyda Kınacı babası Erhan Kınacı’nın ölümüne ilişkin yaptığı açıklamada şok edici iddialarda bulunarak şunları kaydetti; “Şüpheli Orhan S., ifadesinde “Babam Erhan Kınacı’nın traktörün sol tırabzanında ayakta seyir hâlindeyken düştüğünü ve bu şekilde yaşamını yitirdiğini” iddia etmişti. Ancak söz konusu görüntü, şüphelinin ifadesiyle doğrudan çelişiyor.
Analiz edilen kamera kaydı, düşme anından yalnızca 5–6 saniye öncesine ait ve bu görüntüde traktörde yalnızca sürücü olarak Orhan S. yer alıyor.
Bilirkişi raporu, görüntüde ikinci bir kişinin traktörde bulunmadığını açık şekilde ortaya koyuyor. Bu durum, babam Erhan Kınacı’nın traktörden düşerek hayatını kaybettiği iddiasıyla ciddi bir çelişki oluşturuyor.
“BABAMIZ TRAKTÖRDE YOKSA, PEKİ O ZAMAN TRAKTÖRDEN DÜŞEREK NASIL ÖLDÜ?”
Kınacı ailesi, olayın temelinin çelişkili tanık ve şüpheli anlatımlarına dayanarak “kaza” olarak nitelendirilmesinin büyük bir eksiklik olduğunu ifade ediyor. Dosyada hâlâ açıklığa kavuşturulmamış birçok unsur bulunduğunu belirten aile, soruşturmanın kapatılmasına itiraz etti.
ŞÜPHELİ TUTUMU VE TEHDİTLERİ:
Olayın bir diğer dikkat çeken boyutu ise şüpheli Orhan S.’nin tutumu. Şeyda Kınacı konuyla ilgili savcılığa resmi suç duyusunda bulunduğunu belirterek; “Orhan S., ölümün ardından telefon yoluyla bana ulaşıp soruşturmayı derinleştirmek, çelişkileri gidermek istediğim için, ölüm tehdidinde bulundu, elinde bulundurması suç olan bir saldırı bıçağını kameradan göstererek hakaret ve küfürler etti. En dikkat çeken ifadelerinden biri ise şu oldu:
“Gel, gel seni de traktöre bindireyim, işte o zaman baban nasıl ölmüş göstereyim.”
Bu tehdit ve söylemler üzerine söz konusu ifadelerin suç teşkil ettiğini ve kendisi hakkında suç duyurusunda bulunacağımı belirttim. Orhan S., “Bulunursan bulun, zaten 3 ay yatar çıkarım.” diyerek yanıt verdi.
Bu tehditlere ilişkin telefon kayıtları ve mesajlar savcılığa delil olarak sunuldu ve şüpheli hakkında konuya ilişkin ek soruşturma başlatıldı.
Kınacı ailesi olarak, yaşananların artık sadece bir adalet arayışı değil, bir toplumsal güvenlik meselesi hâline geldiğini düşünüyoruz.
Bir yanda babamızı kaybettik, diğer yanda biz bu kaybın peşini bırakmadığımız için ölümle tehdit ediliyoruz. Ne yazık ki adi suçlardan yargılananlar hukuku caydırıcı bulmuyor ve suç işlemeye, topluma zarar vermeye devam ediyor. Bunun pek çok örneklerini görüyoruz. Bu sadece bizim meselemiz değil, herkesin başına gelebilecek bir durum. Devletin, hukukun ve vicdanların buna sessiz kalmaması, acilen çözüm bulunması gereken bir konu.
OLAYIN ARKASINDAKİ GİZLİ GERİLİM: MÜLKİYET ANLAŞMAZLIĞI
Ailenin dikkat çektiği en önemli unsurlardan biri de, Erhan Kınacı ile bazı şüpheliler arasında daha önce yaşanmış olan mülkiyet temelli bir anlaşmazlık. Bu anlaşmazlığın tarafların ve şüphelilerin savcılık ifadelerinde de yer aldığı, olayın yalnızca bir “trafik kazası” değil; öncesinde yaşanan gerilimlerin ardından gelen bir hesaplaşma olabileceği yönünde ciddi şüpheler oluşturduğu iddia ediliyor.
SAVCILIK: KOVUŞTURMAYA YER YOK
Osmancık Cumhuriyet Başsavcılığı, yaklaşık iki yıllık süreç sonunda dosya hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi. Kararda, olayın kaza sonucu gerçekleştiği ve ceza soruşturması açılmasına gerek bulunmadığı belirtildi.
Ancak aile olarak, savcılığın değerlendirmesine itiraz ettik. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sunulan itiraz dilekçesinde; kamera görüntüsü, HTS kayıtları, bilirkişi raporları, otopsi bulguları, tehdit içerikli mesajlar ve mülkiyet ihtilafı gibi unsurların dosyada yeniden değerlendirilmesini ve genişletilmesini talep ettik.
KAMUOYUNA ÇAĞRI: GERÇEK AÇIĞA ÇIKSIN
Kınacı, olayın ilk aşamasında delillerin toplanmakta geç kalındığını bazı delillerin ise telafisi olmayacak şekilde yok olduğunu, bu nedenle olayın tüm yönleriyle detaylı biçimde etkin bir soruşturma ile yeniden araştırılmasını ve babası Erhan Kınacı’nın ölümünün gerçekten kaza mı yoksa daha farklı bir şekilde mi gerçekleştiğinin; tarafsız, bilimsel ve hukuka uygun akılda çelişki kalmayacak biçimde ortaya konulmasını talep etti.
Kınacı “Bu yalnızca bir ölüm değil, açıklığa kavuşmamış bir adalet meselesidir. Biz susmayacağız. Gerçekler ortaya çıkana kadar mücadele edeceğiz. “dedi.
SAĞLIK
5 gün önceASAYİŞ
15 gün önceASAYİŞ
24 gün önceGÜNDEM
24 Haziran 2025GÜNDEM
24 Haziran 2025GÜNDEM
24 Haziran 2025EKONOMİ
24 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.